Son zamanlarda değişen dünya koşulları ve ekonomik problemler yaşanırken, insanların büyük çoğunluğunda ruhsal bir rahatsızlık oluşmasına bu süreç sebep olmuştur. İnsanları şöyle bir incelediğinizde depresyondan tutunda uykusuzluğa kadar pek çok ruhsal rahatsızlığın yaşandığını ve artık insanların tedavi için en çok psikologlara başvurduğunu görmekteyiz. Yine son yıllarda sıkça duyulan psikoloji terimlerinin başında ”Tükenmişlik Sendromu” gelmektedir.
Bu rahatsızlığın temelinde; yüz yüze çalıştığınız bir iş yerinde, meslekte artık tükendiğinizi hissetmeniz yatar. Yaptığınız iş için başarı duygusu artık sizi ilgilendirmiyordur. Çünkü iş sizi duygusal olarak çöküntüye uğratmıştır ve siz bu işi yaparken sürekli olarak bıkmışlık hissiyle mücadele edersiniz.
Tükenmişlik sendromu fazla çalışma ile doğru orantılıdır. Dünya Sağlık Örgütü de aradaki bağlantıyı kabul etmektedir. Bu sendroma yakalanan biri aile, iç ve çevresel olarak topluluklar içerisinde görev almak istemez. Sürekli olarak isteksizlik ve mutsuzluk hali mevcuttur. Her konuda yetersiz olduğunu düşünmek, onda sürekli olarak bir mutsuzluk olmasına neden olur.
Tükenmişlik sendromuna yakalanan bir insan için zamanında önlemler alınmadığı taktirde; işten atılma, ailevi sorunlar, toplumdan kendini soyutlama ve kötü alışkanlıklara yönelme gibi hiç istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir. Son derece tehlikeli ve mutlaka hızlı bir şekilde tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
Bu rahatsızlığa yakalanan bir kişiye koşulsuz bir şekilde yardım eli uzatılmalıdır. Çalıştığı kurum ve ailesi ile çevresi tarafından desteklenmelidir. Düştüğü bu durum içerisinde daha fazla batmadan bir an önce kurtarılmalıdır.